Babacan: Kasırga geliyorsa akıllı bir kaptan gemisinin altını delmez
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Ticaret savaşlarıyla şiddetli bir kasırga geliyor” ifadelerini değerlendirdi.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Ticaret savaşlarıyla şiddetli bir kasırga geliyor” ifadelerini değerlendirdi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Ticaret savaşlarıyla şiddetli bir kasırga geliyor” ifadelerini değerlendirdi.
ABD ile Çin arasındaki ekonomik mücadeleye dikkat çeken Babacan, “Bütün bu kavga gürültüde de Avrupa çok geri kalıyor. Türkiye'nin biliyorsunuz yatırım ve ticaret olarak ilişkisinin önemli bölümü Avrupa’yladır. Gümrük Birliği'nde Türkiye; yani yatırımın çoğu Türkiye'ye Avrupa'dan gelir, Türkiye'nin en büyük ihraç pazarı Avrupa'dır. Asıl bizim büyük pazarımız bütün bu hengamede geride kalıyor. Türkiye de o Avrupa havuzuyla beraber geride kalacak. Dolayısıyla Türkiye'nin gerçekten bir an önce şu iç sorunlarını çözüp, şu iç kavga gürültüyü bitirip güçlenmesi lazım. Türkiye inanın kendi içinde güçlenmezse, bu küresel rekabet ve husumet ortamında çok daha geriye düşecektir” diye konuştu.
Babacan, muhalefet belediyelerine düzenlenen operasyonların ekonomiye etkilerine işaret ederek, şunları söyledi:
"Bu ülkeyi düşünen, bu ülkenin yarınları için kaygılı olan bir iktidar, tutup da kendi eliyle bir hukuk krizi çıkarıp, birkaç günde 40 milyar dolar rezervini eritir mi ya? Kendi halka açık şirketlerinin değerini birkaç günde 40 milyar dolar düşürür mü? Ülkenin geleceğini gerçekten düşünen bir iktidar, kendi eliyle bu kadar büyük zararı verir mi? Şu faizlere bakın ya, son birkaç haftada ticari faizler, bireysel kredi faizleri 5 puanla 10 puan arası arttı. Hazine’nin 2 yıllık tahvilinin faizi %10 arttı. Merkez Bankası ilk defa Likidite Senedi çıkarttı, %60 faizli. Sayın Erdoğan, faiz, faiz, faiz deyip sayın Erdoğan bunları nasıl görmez? İnanılır gibi değil yani. Peki ne yapmalı? Bakın Merkez Bankası geçen ay muhtemelen bir basamak daha faiz düşürecekti, bir %2,5 daha faiz düşürecekti. Düşüremedi, baktı ki ortalık karışık, düşüremedi. Tam tersine gecelik repo faizini %42'den %46'ya çıkartmak zorunda kaldı. E kur arttı. Bugün Türkiye'de doların 1 lira artışının, Türkiye'nin toplam dış borç sona etkisi 525 milyar lira. Dolar 1 lira arttığında Türkiye'nin dış borcu 525 milyar lira artıyor. Bunun yaklaşık yarısı özel sektörün borcu…”
Babacan, “Yazık, günah bu ülkeye ya. Dünyadan bahsediyoruz, ortalık karmakarışık. Türkiye'de de kendi kendini tahrip eden, kendi kendine zarar veren bir iktidar iş başında. İnanın çok üzülüyorum ama aynı zamanda da çok kızıyorum. Bu ülke buna layık değil ki ya. Türkiye ne yapacak? Türkiye'nin derhal ama derhal yapması gereken kendi içinde güçlenmek, kendi ayağına kurşun sıkmamak, kendi gemisinin altını delmemek… ‘Kasırga geliyor’ diyor, kendi gemisinin altını deliyor eş zamanlı olarak. Ya akıllı bir kaptan bunu yapar mı? Şu gemimi sağlamlaştırıyor mu arkadaşlar? Geminin içindekileri iyi bir organize eder değil mi? Delikler varsa delikleri kapatır. Arkadaşlar dışarıdan kasırga geliyor, kendi içimizde bir olalım, beraber olayım der. Gemi içindekileri kavga ettirir mi birbiriyle? Gemi içerisine kutuplaştırır mı? Sen ondansın, sen şundansın diye…” ifadelerini kullandı.
Ekonomi ve hukukun sıkı ilişki içerisinde olduğunu dile getiren Babacan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e ekonomi kurumlarında şeffaflaşma çağrısı yaptı. Babacan, “Merkez Bankası'nın derhal şeffaflaşması lazım. Ne kadar döviz alıyor ne kadar döviz satıyor bunun açıklaması lazım. Damat döneminde bir kararttılar. O döviz alıp döviz satma rakamlarını gizlemeye başladılar. Hâlâ açılmadı bakın. Yeni ekonomi yönetimi, Cevdet Yılmaz, Mehmet Şimşek, damat döneminin yanlışlarını mecburen devam ettiriyorlar. O dönemin ayıbı ortaya çıkmasın diye karartmaya çalışıyorlar” dedi.
Babacan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Niye TÜİK'in enflasyon sepetindeki alışveriş sepetindeki peynirin, zeytinin, domatesin, biberin fiyatını açıklamıyorlar? Çünkü biliyorlar ki açıkladıkları anda o damat dönemindeki TÜİK'in rakamlarıyla oynandığı ortaya çıkacak; foyaları ortaya çıkacak. Ben açık söylüyorum, bakın Cevdet Yılmaz'a da Mehmet Şimşek'e de buradan çağrımdır: ‘Arkadaşlar benim eski çalışma arkadaşlarımsınız, siz kendinizden önceki dönemlerin yanlışlarını, ayıplarını, yalanlarını kapatmaya çalışacağım derken kendi itibarınızı yerle bir ediyorsunuz ya. Sizin sorumluluğunuz aslında bu milletedir; evet Cumhurbaşkanı sizi görevlendirmiştir ama sorumluluğunuz millete karşıdır. Önceki dönemlerin ayıbını örteceğim diye kendi itibarınıza da yazık etmeyin bu ülkenin ekonomisine de yazık etmeyin’ diye buradan çağrımdır."
Hibya Haber Ajansı© Copyright 2025 Havadis34 Tüm Hakları Saklıdır. Web sitemiz Hibya Haber Ajansı Abonesidir.